Üniversitemiz Kurucu Rektörü Prof. Dr. Vural Ülkü’nün emekli olması nedeniyle 21 Kasım 2005 Pazartesi günü bir tören düzenlendi. 

Üniversitemiz Merkez Konferans Salonu’nda yapılan törene, Rektörümüz Prof. Dr. Uğur Oral, eşi Av. Nalan Oral, Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Vural Ülkü, eşi Süzen Ülkü, rektör yardımcılarımız, dekan ve müdürlerimiz, öğretim elemanları ile idari personel ve öğrenciler katıldı.

 Prof. Dr. Vural Ülkü’nün özgeçmişinin fotoğraf sunumu eşliğinde okunması ile başlayan tören, Prof. Dr. Uğur Oral, Prof. Dr. Vural Ülkü, Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Sezer ve Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Almanca Bölümü öğrencisi Arzu Tanrıverdi konuşmalarıyla devam etti.

Rektörümüz Prof. Dr. Uğur Oral, Türkiye’de bugüne kadar en çok hırpalanan kurumların üniversiteler ve bilim adamları olduğunu söyledi. Türkiye’de üniversitelerin kuruluşunun 50-55 yıllık bir süreyi kapsadığını kaydeden Prof. Dr. Oral, Mustafa Kemal Atatürk tarafından yurt dışında eğitim almak üzere görevlendirilen öğretim üyelerinin önemli katkıları olduğunu belirtti.

“Bilim adamları ve akademisyenler toplumda takdir görmeli”

Prof. Dr. Oral “Bugün bir bilim adamının nasıl yetiştiği, akademisyenliğin bir yaşam tarzı olduğu ve ne kadar zor şartlar altında belli bir noktaya gelindiği hususları, bir takım kurumlar tarafından göz ardı ediliyor. Zor şartlar altında görev yapan bilim adamlarının başarıları, takdir görmeli ve haklarında kamuoyunda olumlu değerlendirmeler yapılmalıdır. Ne yazık ki, bir kaç yıldır bu takdiri göremiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin önünü açacak kurumlar üniversitelerdir” dedi.

Türkiye’nin mevcut genç nüfusunun Avrupa Birliği için bir avantaj olduğunun altını çizen Prof. Dr. Oral, gençlerin iyi eğitilmemesi halinde 10 yıl sonra, sahip olunan avantajın dezavantaja döneceğini ancak bu durumun dile getirilmediğini kaydetti.

“Bilgi, birikim ve tecrübe en pahalı şeydir”

Prof. Dr. Vural Ülkü’nün Mersin Üniversitesi’ni kurarken, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, toplumu şekillendiren ‘Cumhuriyet Üniversitesi’ fikrini hayata geçirdiğini söyleyen Prof. Dr. Oral, üniversitelerin kurulma sürecinde sıkıntı yaşanmasının doğal olduğunu belirterek Prof. Dr. Ülkü’ye hitaben şöyle konuştu: “Değerli hocam, bu görevi sizden sonra devir aldım. Siz Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, bilim ışığında bir çizgi izlemeseydiniz, görevi devir almazdım. Amacım, başlattığınız çizgiyi devam ettirmektir. Siz, Türkiye’deki mevcut mevzuat nedeniyle emekli oluyorsunuz. Ancak, bir bilim adamının 67 yaşında emekli olmasının üretkenlik adına önünün kesilmesi olduğunu düşünüyorum. Yaş haddi nedeniyle emekli olmanızı kabul etmiyorum. Yine, Üniversitemizde günlük çalışmanızı sürdürecek bir şansa sahip olacaksınız. Bilgi, birikim ve tecrübe en pahalı şeydir. Bunu satın alacak bir bedel yoktur.”

Topluma 46 yıldır hizmet ettiğini söyleyen Kurucu Rektör Prof. Dr. Vural Ülkü, bir öğretim üyesi için gerçek anlamda emeklilik, mesai ve tatil kavramının olmadığını ifade etti. Prof. Dr. Ülkü “Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük projesi üniversitelerdir. Atatürk’ün üniversite projesi, en büyük devrimdir. Görevimi bu bilinçle yürüttüm” diye konuştu.

Prof. Dr. Ülkü: “Bu ülke mollalar ülkesi haline getirilmeye çalışılıyor”

Atatürk’ün üniversite projesinin Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesine yükselttiğini belirten Prof. Dr. Ülkü, Rektörlük görevine başlarken “Mersin Üniversitesi asla bir medrese olmayacaktır” sözlerinden yola çıktığını, bundan sonra da medrese olmayacağı konusunda şüphe duymadığını kaydetti.  Prof. Dr. Ülkü şöyle konuştu: “Bu ülke mollalar ülkesi haline getirilmeye çalışılıyor. Bu ülke, mollalar ülkesi haline getirilmek isteniyorsa, bunun karşısında durmak şarttır. Bu ülke asla mollalar ülkesi olmayacak. Mersin Üniversitesi ve aynı düşünceye sahip benzeri üniversiteler, çelik kale gibi yapısıyla bu gidişi önleyecektir.”

Bilim adamlarının emekli olmayacağını ifade eden Prof. Dr. Ayhan Sezer, Mersin Üniversitesi’nin doğuşu ve atılımcı bir çizgiye kavuşmasının kolay olmadığını belirtti. Üniversitemizin istenmeyen mecralara sürüklenmeye çalışıldığını kaydeden Prof. Dr. Sezer, bugün de bu mecraların olduğunu ancak bu kişilerin karşılarında gelişmiş bir Mersin Üniversitesi bulunduğunu bildirdi. Prof. Dr. Sezer, “Prof. Dr. Vural Ülkü, bir masa, bir mühür devir aldı. Mersin Üniversitesi 13 yılda yüzyıllık bir gelişme göstermiştir” diye konuştu.

Fen-Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Almanca Bölümü öğrencisi Arzu Tanrıverdi, Prof. Dr. Vural Ülkü’den çok şey öğrendiklerini ifade etti. Tanrıverdi, Prof. Dr. Ülkü’nün çağdaş bir yaklaşımla, genel kültür düzeyi yüksek, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı öğrenciler yetiştirdiğinin altını çizdi.

Konuşmalar sonrasında, Rektörümüz Prof. Dr. Oral tarafından Prof. Dr. Vural Ülkü’ye emekliliği anısına plaket takdim edildi.