Prof. Dr. Selim İnan’dan Deprem Değerlendirmesi

Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Selim İnan, 26 Eylül 2019 tarihinde İstanbul’da gerçekleşen ve Richter ölçeğine göre büyüklüğü 5.7 olan deprem hakkında bilgi verdi.

Mersin Üniversitesi Radyosu’nda Radyo Günlüğü programına da katılarak Öğr. Gör. Derya Özcan’ın sorularını cevaplayan Prof. Dr. Selim İnan genel anlamda bu depremi, sürpriz ya da umulmadık bir deprem olarak görmenin doğru bir yaklaşım olmadığını belirtti. Prof. Dr. Selim İnan, Kuzey Anadolu Fay hattında kırılmayan bölümün Marmara Denizi’nin içerisinde yer alan kısım olduğundan burada bir deprem beklendiğine işaret etti. 

26 Eylül 2019’daki depremin yerinin, Marmara Denizi içerisinde uzun zamandır kırılma göstermeyen Kumburgaz fayının ucuna düştüğünü ve burada yine bir enerji birikimine neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İnan, tüm bilimsel verilerin Marmara Denizinde özelliklede orta bölümünde yer alan Kuzey Anadolu Fay hattının oldukça yüksek bir gerilmeye uğradığını ve yakın bir zaman içerisinde bölgede 7 den büyük bir depremin var olma olasılığını güçlendirdiğini ifade etti. 

Mersin ve Yakın Yöresinin Depremselliği

Mersin ve yakın yöresini etkileyebilecek diğer önemli fay sistemleri hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Selim İnan, Ecemiş Fayı; kuzeyde yer alan ve Ecemiş Fayının batıya devamını oluşturan Namrun Fayı ile Mut Fayı; güneyde yer alan Ovacık Fayı; Silifke ile Mersin kıyı şeridi ile Namrun Fayı arasında yer alan çok sayıda küçük ölçekli faylar ile Tarsus kuzeydoğusunda ve doğusunda uzanan fayların deprem üreten aktif faylara karşılık geldiğini aktardı. Prof. Dr. İnan, son yüzyılda bu bölgede oluşan depremlerin 5.5’ten küçük ve çoğunlukla 3 ile 4 büyüklüğü arasında yoğunlaşmasının yanı sıra fayların parçalı ve küçük olması nedeniyle, bu fayların Kuzey Anadolu’da olduğu kadar büyük ölçekli ve yıkıcı deprem üretecek bir enerji birikimine sahip olmadığını belirtti.

Prof. Dr. İnan, bununla birlikte, Antakya ve Adana yakın yöresi (Örneğin, Karsantı, Karaisalı, Yumurtalık, Pozantı güneyi-Gülek Boğazı vb.) ile Akdeniz’de meydana gelebilecek büyük ölçekli bir depremde (6.5 den büyük) Erdemli Mersin-Tarsus arasında gevşek zemin üzerine çok katlı yapılanması nedeniyle büyük hasarlara neden olabileceğini vurguladı. 

Bu konuya ilişkin önerilerini de dile getiren Prof. Dr. Selim İnan, bu bölgelerde bir an önce yeni bir imar planı hazırlanmasının, çok katlı bina yapımından bir an önce vazgeçilmesinin ve eski yapılmış binaların depreme dayanıklı hale getirilmesinin önemine değindi. 

Mersin kenti için ivedi olarak afet master planlarının hazırlanmasına yönelik çalışmaların başlatılmasının zorunlu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Selim İnan, bunların yapılmaması halinde 1999 Kocaeli ve Düzce depremleri ile 2011 Van depreminde yaşanan benzer olayların Mersin kenti ve yakın yöresinde görülebileceği uyarısında da bulundu. 


Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü


2019-10-03 14:45:17
4425